5 Eylül 2007 Çarşamba

HAKAN ŞÜKÜR

HAKAN ŞÜKÜR

Yeşil saha üzerinde
Bir kraldır Hakan Şükür
Dünyanın sim-i zerinde
Bir ayardır Hakan Şükür

Hem efendi, hem çalışkan
Şaş olur ona yan bakan
Rakip kaleleri yıkan
Bir dozerdir Hakan Şükür

Koşar, didinir sahada
Varlığı tehdittir ya da
Kulak verir her feryada
Bir insandır Hakan Şükür

Yükselir havada durur
Her pozisyon kafa vurur
Düşman bile selam durur
Bir heykeldir Hakan Şükür

Girdi Dünya Karması’na
Hem aka, hem karasına
Şapka çıkarın hırsına
Bir değerdir Hakan Şükür

Yaş geçse de, düşmez çaptan
Ayrılamaz meşin toptan
Hem ağabeydir, hem kaptan
Bir liderdir Hakan Şükür

Milli takımın beyidir
Gâh yüreği, gâh beynidir
Al, kime istersen yedir
Bir ciğerdir Hakan Şükür

Kafa, sol ayak, sağ ayak
Kolay mı golleri saymak
Güller açar oymak oymak
Bir bahçedir Hakan Şükür

Parçaladı rekorları
Eritti dağda karları
Aydınlattı meydanları
Bir fenerdir Hakan Şükür



Her kupada hak sahibi
Halkın sevdiği muhibbi
Selam durun bayrak gibi
Bir gönderdir Hakan Şükür



Kıvırtmadan sağı, solu
Mertçe oynadı futbolu
Oldu Cimbom’un sembolu
Bir kaderdir Hakan Şükür

Var elbet her yolun sonu
Bilir tabii o da bunu
Asla unutmayız O’nu
Bir cevherdir Hakan Şükür


Beşeri bir gün gelecek
Hakan Şükür’de ölecek
Dilden dile söylenecek
Bir türküdür Hakan Şükür

MEHMET BEŞERİ(3.09.2007)


27 Ağustos 2007 Pazartesi

GÜZEL MALATYA'M

Hasret yüreğime geldi oturdu
Seni çok özledim Güzel Malatya’m
Bir od oldu dumanımı tüttürdü
Seni çok özledim Güzel Malatya’m

Gündüz yadımdasın, gece rüyamda
Dünya bir tayanda, sen bir tayanda
Cılız bedenime oldun payanda
Seni çok özledim Güzel Malatya’m

Bağlarında şimdi bülbüller öter
Öter de hasetten baykuş yas tutar
Mişmişin kokusu burnumda tüter
Seni çok özledim Güzel Malatya’m

Horata, Banazı, Orduzu, Kernek
Varlığın cümleye hep düğün dernek
Unutamam seni ölünceye dek
Seni çok özledim Güzel Malatya’m

Fahri Kayahan’ın udu nerdedir
Aşağışehir’in dutu nerdedir
Yaylanın, çayırın otu nerdedir
Seni çok özledim Güzel Malatya’m

Kanara, Arasa tarih mi oldu
Kundura, yemeni, harik mi oldu
Bivefanın yolu tarik mi oldu
Seni çok özledim Güzel Malatya’m

Hangilin, bakracın, sitilin nerde
Yorganın, döşeğin, mitilin nerde
Kuru dut, pekmezin, bestilin nerde
Seni çok özledim Güzel Malatya’m

Aslantepe’de höyüklerin var
Arapkir, Darende büyüklerin var
Bilirim hesapsız çok yüklerin var
Seni çok özledim Güzel Malatya’m


Battal Gazi’nin kılıcı sende
Bozkırın davini, alıcı sende
Halkımın hak için hurucu sende
Seni çok özledim Güzel Malatya’m

Doğanşehir aşiretler otağı
Hekimhan, Cüzüngürt yiğit yatağı
Unutmam mümkün mü Alacadağı
Seni çok özledim Güzel Malatya’m

Çıksam da Kale’ye bir nazar etsem
Varsam Kündübek’e bir Pazar etsem
Faydası yok bin kez ah-u zar etsem
Seni çok özledim Güzel Malatya’m

Pütürge’nin yaylasında yayladım
Yazıhan’ın ovasını boyladım
Kuluncak dağında türkü söyledim
Seni çok özledim Güzel Malatya’m

Çırmıhtı’da ne çoh şeytan aradım
Keklikpınarı’nda çok gül kokladım
Sancı bastı yüreğimi yokladım
Seni çok özledim Güzel Malatya’m

Arguvan türküsü dünya dilinde
Bin türlü ezgi var sazın telinde
Nişanın bellidir nazlı gelinde
Seni çok özledim Güzel Malatya’m

Her sokak başında ayak izim var
Her çeşme başında parmak izim var
Şükür seni seven oğlum, kızım var
Seni çok özledim Güzel Malatya’m

Ayan ki yeşildir yine her yanın
Yine mesnedisin fakir, üryanın
Sonu mutlu bitsin sonsuz rüyamın
Seni çok özledim Güzel Malatya’m




Ne vah düşsen şu akılsız başıma
Mümkün yok güç yetmez gözüm yaşına
Gurban olam toprağına, taşına
Seni çok özledim Güzel Malatya’m

Malatya’m, yurdumun şirin beldesi
Bilemem şu demde hangi haldesin
Mehmedin gönlünde özel yerdesin
Seni çok özledim Güzel Malatya’m

Sakın ha kapatma geniş koynunu
Uzat kollarını sar bu oğlunu
Verecektir sana varı-yoğunu
Seni çok özledim Güzel Malatya’m

Beşeri ne mutlu Malatya’lısın
Ölümsüz çınarın küçük dalısın
Bilirim beldene çok sevdalısın
Seni çok özledim Güzel Malatya’m.



16 Ağustos 2007 Perşembe

DÖNEKLERİN DESTANI



Döndük kara alınla verdiğimiz savaştan
Kimimiz son suratle, kimimiz de yavaştan
Ağamız, efendimiz yarattı bizi baştan

Medyanın aslanları halis dönekleriz biz
Nerde yağlı bir kapı orda pinekleriz biz

Nihayet selameti ite itlikte bulduk
Her birimiz bir köşe, mekan sahibi olduk
Emekçiyi kaz yapıp bir tüyün de biz yolduk

Medyanın tilkileri halis dönekleriz biz
Yine tüy yolmak için kümeste bekleriz biz

Keşke daha önceden doğru yolu bulsaydık
Dünya nimetlerinden payı çokca alsaydık
Adam buna da şükür, ya daha geç kalsaydık?

Medya yardakçıları, soysuz çakallarız biz
Küpü doldurmak için ne bulsak çalarız biz

Kimse heves etmesin, gün bizim günümüzdür
Devran böyle sürdükçe her gün düğünümüzdür
Sürüleştikçe millet sanki koyunumuzdur

Medyanın aç kurtları kaşmer teresleriz biz
Halkları sokmak için bin yılan besleriz biz

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

Bakmayın afra-tafra ile gürlediğimize
Para içinde yüzüp gönül eğlediğimize
Çoğu geceler şahit, “coşup” ağladığımıza

Ruhu pazara çıkmış yılgın eşekleriz biz
Bu nedenle durmadan yalan fişekleriz biz.

MEMLEKET, KRİZ, KERİZ...

Memlekette kriz çok, yolunacak keriz çok
Mâşallâh, ibâdullâh fiş takacak priz çok
Haydi koş, oyalanma sende katıl soyguna
Kaçırma kampanyayı torbamızda sürpriz çok

Ak bizde, kara bizde, onulmaz yara bizde
Aslı yok bankasında, hesapsız para bizde
Düşmana duâ niyaz, dosta papara bizde
Açlığa talim eden tebâmızda perhiz çok

Cumhuriyet sanırken kul olduk krallığa
Pahalı atlas iken çul olduk samanlığa
Aydınlık hakkımızken gark olduk karanlığa
Yitirdik yolumuzu, yılan dolu dehliz çok

Beşeri, zebaniler beklerken zebununu
Bari halis basmadan diktirt şu zıbınını
Adam sanıp sayarsan alemin zıpırını
Bir kez daha anlarsın senin gibi densiz yok.

KREDİ KARTI


Bilmezdik evvelden kartı, körpeyi
Soktun aklımıza kredi kartı
Silmezdik defterden ahde vefâyı
Sildirdin sonunda kredi kartı

“Statü”, “prestij”, “avantaj” falan
Bilmedik ne doğru, hangisi yalan
Meğer küllü güleryüzlü bir yılan
İmişsin anladık kredi kartı

Hipermarketlerde girdik kuyruğa
“Alınız” dedikçe uyduk buyruğa
Milletçe sevindik el ova ova
Girdin kanımıza kredi kartı

Her kapıdan rahat geçtik sayende
Nakit lâzım oldu, çektik sayende
Yüklendik faizi göçtük sayende
Kaydın anamıza kredi kartı

Borç bini aşınca saldık ucunu
Gösterdin anında ipin ucunu
Gayrı fayda etmez mesir macunu
Baktın donumuza kredi kartı

Beşeri, ey kasap bilmezsen hesap
Tabii ki kıçına kaçacak masat
Haydi git kendini taştan taşa at
Gülsün sonumuza kredi kartı.

KUŞ GRİBİ Mİ, PUŞT GRİBİ Mİ ?




Kuş gribi değil, puşt gribidir
Sakın ha milletim bunlara kanma
Bunlar tekellerin sana harbidir
Sakın ha milletim bunlara kanma

İki tavuk ile, bir tane keçin
Battı gözlerine durum bu kesin
Ne eylesen gözü doymaz nekesin
Sakın ha milletim bunlara kanma

Ahırın,ağılın, tavuk-kümesin
Kalksın da yüzün bir gün gülmesin
Aklın varsa bu oyuna gelmezsin
Sakın ha milletim bunlara kanma

“Hastalık, mastalık” hepsi yalandır
Maksat başka, hedef başka plandır
İnanırsan sırtındaki palandır
Sakın ha milletim bunlara kanma

“Hijyenmiş, sağlıkmış”, yok daha neymiş
İsterler bir millet hep boyun eğmiş
Bu düzenbazlara kuytuda değmiş
Sakın ha milletim bunlara kanma

Beşeri bir daha yapar ikazı
İnanma bunlara ye tavuk, kazı
Dolaşsın bahçende kınalı kuzu
Sakın ha milletim bunlara kanma

DEBELEN HA DEBELEN

Yolsuzluk çukuru dipsiz bir kuyu
Nah çıkarsın debelen ha debelen
Ölümsüzlük için bir damla suyu
Nah içersin debelen ha debelen

Baş eyledin eğe ile törpüyü
Sürtünüp durursun bir ömür boyu
Mahşer günü koç üstünde köprüyü
Nah geçersin debelen ha debelen

İlâh ettin emlâk, menkul, parayı
Irak ettin dostlarınla arayı
Körleşmiş gönlüne akla karayı
Nah seçersin debelen ha debelen

Vazgeçmedin bu aptalca sevdadan
Medet umdun toprak olmuş mevtadan
Bu kadar günahla dar-ı dünyadan
Nah göçersin debelen ha debelen

Behey bre zındık vicdansız cahil
Yaşayan her canlı ölüme dahil
Azrail acıyıp verse de mehil
Nah kaçarsın debelen ha debelen

Beşeri gerek yok bunca buğzuna
Namerdin erişmiş bok boğazına
Nafile gayretin puştun ağzına
Nah sıçarsın debelen ha debelen.